Önce Sağlık, Kaliteli Sohbetin Doğru Kanalı.
Sağlık önemli. Hayatımızda bir sürü olumsuzluk olabilir ancak sanırım sağlık bir daha yerine gelmeyecek olanlardan.
Hastaneleri bilmeyeniniz yoktur. Ve her çıkışımızda ”Allah kimseyi düşürmesin” deriz. Orada görülen tablolar, insan manzaraları, beklemek.. sağlam insanı bile hasta edebilecek, ruhen çökertecek düzeye getirir kimi zamanlar.
Öyle bir gün de oturup röntgen sırası beklerken, bir yandan da önümden geçen kişileri izliyordum. Farklı farklı kişiler, kimlikler, karakterler. Sonra onu gördüm. Biraz uzağımdaki karşı koltukta elinde baston oturuyordu. Elleri titriyordu. Bir ara ayağa kalktı. O kadar zayıftı ki. Üzerinde ki pantolonu büyük olduğundan neredeyse göğsüne kadar çekmiş ve bir kemer ile sıkmıştı düşmesin diye. Sökük bir kazak vardı üzerinde. Yüzüne odaklandım. Gözlerinde senelerin hüznü vardı. Tek başınaydı bunu anlamamak zor değildi. Başını arada yere eğiyor, sonra yeniden bakınıyordu.
Bir süre sonra bakındığı kişilere ben de bakmaya başladım. Hasta arabalarında anne babasını getiren insanlara bakıyordu sadece. Farkettiğimde içimden bir şeyler koptu gitti, boğazım düğümlendi. O tek başına gelmişti, yalnızdı. Yaşı 70 üzerindeydi yaşlı adamın. Yüzünde çizgiler, bembeyaz sakalları, yaşını tahmin etmek güç değildi.Yanına gitmek istedim bir hamle yapıp ama gidemedim, oturduğum yerde kalakaldım. Acaba ailesini mi kaybetti diye düşündüm içimden. Ama ailesini kaybetse yine de bir akrabası, yakını yada komşusu ile de gelebilirdi buraya.
Mantıklı düşünen biri onu tek başına gönderemezdi. İçi elvermezdi. Bekledim. Ne gelen oldu yanına ne de giden.Yaklaşık bu şekilde bir saatten fazla zaman geçirdik o koridorda onunla birlikte. Bir ara ayağa kalkmak istedi. O kadar güçsüzdü ki elindeki baston bile zorluyordu onu.Yanına gittim. Dedeciğim yardım edeyim sana dedim.Yüzüme baktı gözleri doldu. Yarım yamalak bir tebessüm etti bana. Bir şey diyemedim karşılığında.
Gururluydu. Hiç sesini çıkarmadı, ben de tek kelime etmedim. Onun o hüzünlü gözleri, yüz hatları kendisini öyle güzel ifade ediyordu ki, kelimelere gerek yoktu. Röntgen sıram gelip içeri girip çıkışımda onu bulamadım. Bir süre bekledim, etrafa baktım ama göremedim onu. Gitmişti..
Huzur evlerinden tutun bir sürü şey geldi aklıma bütün gün. Yaşlıları çok severim. Yaşlıları da geçtim insanları seviyorum. Aile o kadar önemli ki. Şunu düşünürüm hep. Bizleri dünyaya getiren, büyütüp yetiştiren o yüce varlıklara neden tahammül gösteremez bazılarımız bunu anlayamıyorum. Bizlerde bir gün yaşlanacağız, elden ayaktan düşeceğiz fikri hiç mi gelmez akıllarına. Ya da kendi evlatlarınız, yakınlarınız en ihtiyaç duyduğunuz zaman geldiğinde sizi bıraksa ne hissederdiniz? Bu hepimizin insanlık görevi. İnsanlık görevini de geçelim evlat olarak görevimiz. Et tırnaktan ayrılabilir mi?
Belki zor geliyor onların kaprisleri, çocuklukları ya da bazen hataları, bakıma muhtaç olmaları sizlere. Ama unutulmasın ki hepimiz bir zamanlar bakıma muhtaçtık. Onlar bir zamanlar bizlere nasıl sabır gösterdi ise bizlerinde evlat olarak, insan olarak en ihtiyaç duydukları zamanlarda ortada bırakmamız, terketmemiz en büyük ayıbımız demek.
Rabbim, hepimizi anne babalarımızın hayır dualarını alanlardan eylesin.
By Editör: Öykü
Syd
Emeginize saglik.
IRMAK
aminnnnn çokca amin. emegine sağlık canım
Öykü
Çok teşekkür ederim 🖤🖤🖤